Galata Köprüsü ve Çarpmacılar.

Çocuk yaşta başladık hepimiz bu sevdaya,bir çoğumuz babamızdan,bir çoğumuz galata köprüsünde balık tutan insanları görüp merak salmıştır. Şahsen ben galata köprüsünde balık tutan insanları görüp merak saldım bu hobiye. Herkesin bildiği gibi İstanbul boğazı biyolojik bir koridor görevi görmektedir. Yılın belli aylarında balıklar karadeniz den göçe başlar ve haliç'in derinliklerinde sürüler halinde avlanır ve yumurta bırakırlar. Bahsettiğim bu aylarda malesef talihsiz bir takım insanlık dışı olaylar yaşanır haliç sularında. Teknolojinin günümüzde ki etkisi denizlerimize çok fazla etki yapmaktadır.

Daha önce İstanbul boğazı ve balıkları adlı yazımda,istanbul boğazında ki balık çeşitliliği hakkında kısa bilgiler paylaşmıştım.Zaman geçtikçe biyolojik koridor görevini üstlenen denizimizde ki canlıların bir bir neslinin tükenmesine şahitlik yapıyoruz.Bu yazımda sizlere insanlık dışı balık tutma tekniğinden bahsedeceğim. Aslında balık tutma tekniği olarak asla kabul etmediğim benim gibi düşünen hobidaşlarında aynı fikirde olduğu bu "balık katletme" tekniğinden bahsedeceğim.

Yıllarca bu hobiye gönül veren insanların sürdürülebilir olta balıkçılığı adına yaptıkları eylemleri bir çoğunuz biliyorsunuzdur. Bu eylemler günümüzde daha da ön plana çıkmakta,bunun sebebi ise az sonra anlatacağım bu teknik ve gırgır diye tabir ettiğimiz ağ ile avlanan tekneler yüzündendir.Size bu konuyu geniş kapsamlı anlatmamın sebebi ise bazı şeylerin farkına varıp bu insanlık yoksunu kişilere müsahama göstermemenizdir.


ÇARPMA ile BALIK AVI
(Balık Katletme Tekniği)

Çarpma, daha çok galata köprüsünde,kendi aralarında köprünün demirbaşı niteliği taşıyan kendi çıkarlarından başka kimseyi düşünmeyen bir takım insanlık yoksunu kişilerin kullandığı kış mevsiminin belirli ayları arasında gerçekleştirilen katletme eylemidir.
0.40 mm bedene bağlanan ardı sıra 20 tane 1 veya 2 numara beyaz nikel iğnelerden oluşan 200 ve 300 gr arası kurşunlar takılarak hazırlanan takımlar ile dipten 5 ile 10 tur arasında yukarı aşağı çapari tekniği (tasmalama) hareketleri uygulanarak yapılar bir avlanma şeklidir. Tabi ki bu işlem köprünün her yerinde yapılmadığını bilmelisiniz. Zaten galata köprüsünde avlanıyorsanız çarpmacıları ayırt etmemek imkansızdır.Çektikleri balıklarları pazarlamak adına yanlarında kurdukları tezgahta sergilenen balıklardan anlaşılır çünkü galata köprüsünde yakalanan balık limitleri bellidir,maksimum 25 cm ile 30 cm arasında bir kaç türdür.Fakat bu balık katillerinin 25 cm lik bir balığı beğenmeyip geri atmaları veya yanlarında merakla izleyen diğer balıkçılara verdiklerine defalarca şahit oldum. Hedef balıkları piyasada pahalı ve mevsim gereği az bulunan türlerdir.

 Galata köprüsünün bazı yerlerinde balıkların haliçe geçiş yapmak için kullandıkları kanallar vardır. Malesef bu balık katilleri zamanı ve yeri herkesten iyi bildikleri için kuralları,yasakları hiçe sayarak balıkların geçiş zamanın da onları katlederler. Buna köprünün güvenlik personellerinin bir çoğu da yardım ve yataklık yapmaktadır. Benim şahit olduğum bir kaç balık çeşidi ve boyları ise şöyle ; 45 cm Kofanalar, 40 ile 50 cm arası kefaller,40 ile 50 cm Levrekler, 60 ile 70 cm Köpek Balıkları, 35 ile 45 cm Kırlangıçlar,20 ile 30 arası Mırmırlar boyları yuvarlama yapıp söyledim hepsi küsüratlı çünkü resimleri çok zor buldum çok fazla vardı bir gün böyle bir yazı yazarsam diye saklamıştım hepsini ama sadece bunları bulabildim. Facebook üzerinde kurulan Galata Köprüsü Olta Balıkçıları adında bir grup malesef bu balık katillerinin toplanma grubudur. Defalarca insanların uyarmasına ve yorumlarına rağmen utanmadan paylaşımlarının altına çarpma ile alındı yazmaları utanç vericidir. Yanlış hatırlamıyorsam bu grup 7000 bin küsür kişiden oluşuyor..şaka gibi değil mi ? Grubun kurucusu ve tek yöneticisi kendisini Mavi Şapkalı Balıkçı olarak tanıtan İbrahim BAŞ kendisine defalarca mesaj atılmasına şikayet edilmesine rağmen bunlara göz yummuştur ve en sonunda grupta huzursuzluk yaptığım kanısına varıp beni gruptan atmıştır :)

Ben 15 yıldır galata köprüsünde avlanan biri olarak inanın hayatımda bu saydığım balıkları ilk defa orada o çarpmacılarda görmüştüm. Yazımın başlarında bahsettiğim gibi karadenizden göç eden balık sürülerinin peşine takılan bir kaç çeşittir saydıklarım tabi zamanla çarpmacılardan yara alıp kurtulan balıkların üremeleri sayesinde bu türler artık haliç sularında gezmekteydiler fakat buna bu balık katillerinin izin vereceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz malesef haliçte gördüğümüz o küçük balıkçı takaları tırıvırı tabiri ile bilinen küçük serpme ağlarla bu balıkların haliç sularında rahat dolaşıp üremesine avlanmasına izin vermezler. Aslında o kadar çok şey var ki anlatılacak inanın benim yazmaya zamanım yetmez sizlerinde okumaya.

Bu yazıyı okuduktan sonra çarpmayı bilmeyenler merak edip araştırabilir ama lütfen sadece araştırmakla kalın lütfen 1 kere deneyelim demeyin. Düşünün o iğnelerden yaralı kurtulup ölen veya yaralanıp diğer balıklara yem olan sayısız balık olduğunu düşünün... Geleceğimiz olan çocuklarımıza güzel bir deniz ve güzel balık çeşitliliği bırakmak için lütfen sürdürülebilir olta balıkçılığına sizlerde destek olun ve bilinçli avlanın,avlanmayanları uyarın. Herkese Rastgele.