İstanbul Boğazı ve Balıkları..!

İstanbul Boğazı denilince aklınıza ilk gelen klişeleşmiş olarak Boğaz Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Kız Kulesi,Galata Köprüsü gibi tarihi açıdan önem taşıyan yapıtlar aklınıza gelir değil mi ? Peki bir başka tarihi önem taşıyan bir şey söyleyeyim mi sizlere ? İstanbul Boğazı ve Balıklar...



Şimdi durup 3 saniye düşündüğünüzü ve "evet doğru" dediğinizi duyar gibiyim.İstanbul Boğazı sadece bizim gördüğümüz silüetler den ibaret değildir.Karada yaşam mücadelesi nasılsa denizde de aynıdır. İstanbul Boğazı tüm dünya denizlerinden daha önem taşıyan biyolojik bir koridordur. Denizimin 3 ayrı su tabakasından oluştuğunu ve hiç birinin bir birine karışmadığını biliyor muydunuz ? Kara denizin şiddetli akıntısı ile balıkların boğaza sürüklendiğini ve boğazdan girip,belli bölgelerinde yumurta döktüğünü biliyor muydunuz ? Tarihi belgelere dayanarak söylemem gerekirse 1950 ile 1980 aralarında boğazda balık bolluğuna dair resmi belgeler vardır bakınız aşağıda o zamanlara ait en iyi tarihi belge niteliği taşıyan fotoğraflardan bazıları.

Balık boylarına dikkat ettiniz mi ? Geçenlerde izlediğim bir belgeselde o zamanları yaşamış bir kıyı balıkçısının anlattığı çok garipti.
- Kepçelerle orkinos sürülerini kaldırırken iri bir orkinos hızını alamayıp su üstüne fırladı ve önünde durduğumuz yalının duvarına çarptı..
Düşünebiliyor musunuz ? İstanbul boğazında orkinos sürüleri ve yalının duvarına çarpan bir dev orkinos :) Şuan bize hayal gibi geliyor değil mi ? Peki neden hayal gibi bunu hiç düşündünüz mü ? Fotoğraflara bakarsanız elinde kepçeyle su üstünden orkinos toplayan bir balıkçı ve kıyıdan el birliği ile su üstü ağ toplayan balıkçılar var. Peki ya şimdi ?

Şimdiler de ise İstanbul Boğazı artık nesli tükenmekte olan balık familyaları ile resmen can çekişmekte. Teknolojinin gelişmesi ile gırgır adı verilen teknelerde ağ toplama makinaları ve balık bulucu sonarlar ile balık neslini tüketmekte. Avrupa da sığ kıyılarda 50 metre olan av yasağının ülkemiz denizlerinde 25 metre olması bunun en büyük etkenidir. Görevlilerin görevlerini uygulamadıkları veya uygulayamadıkları günümüz de malesef İstanbul Boğazı büyük bir tehtid altındadır. Biz ne yapabiliriz peki ? Bizler yasal avlanma limitinin 50 metreye çekilmesine yani İstanbul Boğazında av yapılmasının yasaklanmasına destek verip gelecek nesillerimize tertemiz bol çeşitli bir deniz bırakmalıyız.Lütfen kayıtsız kalmayın, sen sessiz kalırsan, ben sessiz kalırsam gelecekte çocuklarımız ve torunlarımız İstanbul Boğazında bizleri adrenalinin zirvesini yaşatan günleri tatması malesef imkansız olacak..

Sizde İmza Kampanyasına Destek Verin
Buraya Tıklayarak Destek Verebilirsiniz.