Uzun bir aradan sonra bayramında gelmesi ile bayram
tatilinin tamamını balık tutmak için geçirmek istiyordum, fakat bunun mümkün
olmadığını iyi bildiğim halde yine de 8 günlük bayram tatilim boyunca 5 gün
balıkta geçirmeyi başarmıştım J
İlk hedefim galata köprüsünde balık tutmaktı. Her zaman huzur bulduğum
yerlerden biri olmuştur galata, bu sebepten dolayı Pazar günü sabah kalkıp
hazırlığımı yapıp düştüm yollara. Köprüye geldiğimde bir grup çapari ile bir
grup yemli ile bir grup ise ekmek doladıkları kıbrıs takımları ile avlanıyordu.
Bu saydığım 3 teknik zaten galata da hiçbir zaman değişmedi J Ne var ki dolaşırken
belli bölgeler de bazı grupların kovalarında palamut vardı. Bu iyiye işaretti
çünkü amatör balıkçılık hayatım boyunca palamut için bir çok kez denemeler
yapsam da hiç kısmet olmamıştı yakalamak. Yine içimde umut yoktu ama oltamı
açtığım sırada yanımda avlanan biri ile sohbete başladık, kendisi dün yine
buradan 3 tane iri palamut aldığını şanslı olduğumu söyleyince bende biraz
heyecan ve palamut yakalama istediği tavan yaptı. Muhabbet sarmaya başlamıştı
ordan burdan derken hava kararmaya başlamıştı tabi o arada palamut un sabah ve
akşam suyunda yaptığını konuşuyorduk, saatiydi bizde hemen palamut
çaparilerimizi takıp denemeler yaptık ama tek bir vuruş dahi alamamıştık.
Denemeler boşa çıkında bizde yemli denemeleri yapmaya başladık ama nafile 1
tane bile balık alamadık. Akşam iyice havanın kararmasıyla kuzeyden esen rüzgarın
etkisiyle balık başlamıştı.
Oltalarımızı yemleyip atıyor arada tek tük istavrit ve
mezgit alıyorduk, o ara yanımda ki ismini bilmediğim abi palamut için
sabahlamayı düşünüp düşünmediğimi sordu eğer ben sabahlarsam o da
sabahlayacaktı. Ben tabi umutsuz bir şekilde ‘abi beklemeye değer mi ki ‘
dedim, kendinden emin bir şekilde ‘tabi ki değer sabah balık yapacak merak etme
dün buradan aldım ben palamutları’ dedi. Muhabbetimize genç bir üniversite
öğrencisi de katıldı o da sabahlayacağını söyleyince bende karar verdim
sabahlamaya. Gece boyunca güzel istavrit ve mezgit yakalamıştık nihayet sabah
olmaya gün ağarmaya başlamıştı. Sabaha karşı oltalarımızı çekip dinlenmeye
geçmiş muhabbetimiz devam ediyorduk sol tarafımızda ki grup ateş yakıp ısınmaya
çalışıyorlardı hemen bizde yanlarına gidip ısınmak için müsaade isteyip
muhabbetlerine katıldık. İyice gün doğmaya başlamıştı ve çaparilerimizi
hazırlama zamanı gelmişti.
Herkes bir anda çantalarından çıkardığı turuncu, beyaz
çaparilerinizi oltalarına takıp suyla buluşturmaya başlamıştı. Bende takımımı
hazırlayıp oltamı suyla buluşturup başladım çapari yapmaya. Çok fazla değil
5-10 dk sonra sağ aşağı tarafımızdan bir kişi 2 tane palamut birden çekerek
herkese balığın başladığını balığın yakında ve tam su üstüne yakın olduğunu
söyledi. Herkes oltasını çekip tekrar salladı ve sol yukarı tarafımızdan bir
kişi daha 2 tane birden palamut çekti derken ardı sıra herkes 1 er 2 şer almaya
başlamıştı fakat ben hala tek vuruş dahi alamamıştım J Ama sabaha kadar beklemiştim
pes etmek yoktu bu sefer o güzel balığın mücadelesini yaşamak istiyordum,
yaklaşık 1 saat kadar uğraşım sonunda pes etmeye karar vermiştim oltamı sarıp
tekrar attım ama iyi bir atış değildi tekrar çekip atacaktım ki birden oltama
bir ağırlık bindi evet bu sefer şeytanın bacağını kırmıştım oltama ağırlığını
veren tabi ki bir palamuttu yanımda ki abiye döndüm ve aldım abi geliyor
canavar dedim o da bana tavsiyeler veriyordu boşluk vermeden rölantide sarmamı
söylüyordu. Onun tavsiyelerine uyarak balığı çekmeye başladım ve kıyıya 5 mt
kala balık su üstünde görünmeye başlamıştı. İlk defa bir palamut yakalamıştım
ve bu haz gerçekten bambaşkaydı su üstünde bir sağa bir sola kaçmaya çalışması
harikaydı ve nihayet ilk palamutumu su üstüne çıkarmayı başarmıştım.
Balığın boyutları ve iriliği gayet iyiydi bu benim çektiğim
bazılarına göre küçüktü çünkü orda ki grupların kovalarında bunun neredeyse 2
katı iriliğinde palamutlar vardı. Resim de gördüğünüz balığın kaçmak için su
üstünde yaptığı mücadele bana fazlasıyla adrenalin patlaması yaratmıştı kendimi
daha dinç hissediyordum ve akşama kadar durmadan çapari yapabilecek kadar güçlü
hissediyordum kendimi J
Kendisiyle bir iki poz resim çekildikten sonra ben oltamı
tekrar suyla buluşturdum, çapalarım sonucun da bir vuruş daha almış balığı
çekerken kaçırmıştım. Sonrasında 1-2 saat kadar durmadan çapari yapmamıza
rağmen balık alamadık. Sağ aşağı ve sol yukarı tarafımız ne hikmetse çok güzel
av yapmış insanların kovaların da en az 4 en fazla 8 er palamut vardı. Benim fazlasında
gözüm yoktu zaten hedefim 2 taneydi ama kısmetimde bu yakışıklı paşa varmış. Bu
arada dün 3 tane aldım diyen abi 1 tane dahi alamamıştı ama şikayet etmiyordu ‘dün
3 tane aldım bana yeter, akşam gidip onları yiyebilirim’ diyordu J Sabahlamanın da
verdiği yorgunluk artık daha fazla yoğunlaşmaya başlamıştı oltamı ve çantamı
toparladıktan sonra evimin yolunu tutmaya başladım, dinlenip çanakkale
maceramıza hazırlanmam gerekiyordu. Çanakkale avımızda başımızdan geçenleri
anlatacağım yazımda tekrar görüşmek üzere. Hepinize rast gelsin.
Galata Köprüsünde Palamut Avı
Reviewed by LRFavi
on
Çarşamba, Eylül 30, 2015
Rating:

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder